” Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?”
” Hangisini?”
” Otomatik yanan, sensörlu lamba.”
” Hayır.”
” Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.”
Önüme baktım.
” Neden kırdın?”
Cevap yok.
” Hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…”
” Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?”
” Lamba senden değerli mi evladım, lambanın … ……, lamba kim? Yöneticiye de dedim. lambanızı ……, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için.”
” Beni görünce yanmıyordu baba.”
” Nasıl ya?”
” Görmezden geliyordu, yanmıyordu. Kaç sefer yok saydı beni.”
” E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor.”
” Hadi ya! sahiden mi?”
” Evet. Ucuzundan takmışlar. Bizimle bir alakası yok.”
Babama sarıldım, yıllar sonra.
~ Emrah Serbes